29 Eylül 2010 Çarşamba

Safety Check!

Duyuru: 4 gün önce başladığım homeopatik diyetim 2.4 kg vermemle devam etse de, içgüdülerim ve bilimsel verileri göz önünde bulundurarak, emzirme ertesine ertelenmiştir! :( Bu konuyla ilgili olarak La Leche League'in bu sayfasına bakabilirsiniz:

http://www.llli.org/FAQ/lowcarb.html

Onun haricinde, yazılarıma ingilizce devam etme kararı aldım, bu hem benim için hem yabancı konuklar için iyi olacaktır, globalleşeyim ben de bari :)))

Happy blogging everyone! :)

25 Eylül 2010 Cumartesi

Homeopatik Diyetim Başlıyoooor!

Bu çok önemli haberi ilk sizinle paylaşıyorum (okuyan dostlarım :)) :

İlerde ayrıntılarına gireceğim ve ilk iki fazı 43 gün sürecek olan homeopatik ilaç (ki aslında ilaç denemez) destekli diyetimin Faz 1 2.günündeyim. Bu 2 gün çok zor çünkü çok yemem gerekiyor, hem de en kalorilisi en yağlısından :) Hal böyle olunca inanın insanın yiyesi gelmiyor, tam tersi sürekli tok hissediyorum. Neyse, umarım Faz 2 umduğum gibi geçer ama dikkat etmem gereken de birçok nokta var, öyle ki nemlendiricimi bile su bazlı olanla değiştirmek zorunda kaldım ve hatta diş macunumu! Nasıl gittiğini buradan size bildireceğim ve 43 gün sonunda önce/sonra fotolarımı yayınlayacağım


(umarım :))

23 Eylül 2010 Perşembe

Bedene Uygun Kot Seçimi

 


Kot..ne kadar hayatımızın içinden bir parça değil mi? Cihan'a aldığım puset bile hip kot kumaşından :) Ben doğum sonrası tayta takık olduğumdan şimdi de jegging (tayt gibi saran jean)'e takıldım, bu sene de şansıma çok moda..Ama jean başlı başına modanın vazgeçilmez parçası zaten..


Peki ne tip kotlar hangi vücut şekillerinde güzel duruyor, benden size birkaç tüyo:


Geniş Kalçalar: Alçak-yarı yüksek bel almalı. Yüksek bel kumaşı arttırarak arka kısımda daha fazla kumaş görünümü yaratır. Küçük arka cep detayı kalçanızı olduğundan büyük gösterecektir. Rahat oturan modelleri tercih edin.


Kısa Bacaklar: Koyu renk ve düz kesim kotlar bacak boyunu uzatır. Yarı yüksek-yüksek bel idealdir. Kot boyunu da topuğunuzun en az yarısına gelecek kadar uzun tutarsanız tamamdır.


Armut tip: Paçaları daralan, skinny ve taşlanmış kotlardan uzak durmalıdır. Biraz bol paça (ama ispanyol değil!) ve çok bol olmayan ama rahatça üzere oturan bir kesim idealdir.


Benim durumumda (yani her taraftan yuvarlak :) iseniz, yarı yüksek bel, düz kesim (boot-cut da olabilir) ve sıkmadan saran bir kesim size uygun olacaktır.


Kotun kesimini daha iyi anlayabilmek için; kotu yere yayın ve bir bacağı yarıya kadar katlayın. Eğer paçası yarıdan geniş ise boot-cut veya flared (ispanyol) paçadır (genişliğe bağlı olarak). Eğer aynı genişlikte ise straight yani düz kesimdir. Daha geniş ise skinny veya cigarette olabilir.


Kesim türleri ve denim sözlüğü için ilovejeans.com sitesini inceleyebilirsiniz:


http://www.ilovejeans.com


 


 


 

21 Eylül 2010 Salı

Marzipan...mmmm....

Bu aralar marzipan'a yani badem ezmesine takmış vaziyetteyim. Nasıl mı başladı, Şeker Bayramı'nda tabi ki :) Kahve Dünyası'ndan (tercih etmesem de kendilerini) marzipanlı çikolata almıştım, alalı daha dakikalar olmadan bitirmiştim! hatta Cihan da en az benim kadar yemiş olabilir :))

Dün Migros'ta sadece Richter'inkini bulabildim ki o biraz acı badem gibiydi. Yani hala aşermekteyim :) Olur da ziyaretime gelirseniz artık ne almanız gerektiğini biliyorsunuz :))

Bu arada şimdi okullu olan tüm çocuklarımıza hayırlı uğurlu olsun, bol başarılar diliyorum...

20 Eylül 2010 Pazartesi

Hors-d'œuvre :)

Eveett..Blog'uma bugün yaptığım güzel bir keşfi yazarak başlıyorum...

Bu keşif bir yer, ne denli meşhur veya değil bilemiyorum ama Aksaray'da güzel kebapçıların olduğunu daha önce duymuş olmama rağmen bir türlü gitmeye fırsat bulamamıştık. Gittiğimiz kebapçının adı Doyum Ciğer ve Kebap Salonu. Kendine özgü salaş ve güneyi hatırlatan bir havası var. Amaaa...söz yiyeceklere gelince nereden başlayacağımı bilemiyorum! Basit mercimek çorbasından tutun da, sulu ezmesi, ayranı, adanası, patlıcan kebabı, tavuk şiş, ciğeri ve ve ve künefesi, hepsi ama hepsi tek kelimeyle harika..Ne yalan söyleyeyim böylesini en son geçen sene Antep'e gittiğimde bile yememiştim diyebilirim!..

Yani uzun lafın kısası, tadı damağımda kaldı ve tekrar gideceğim günü şimdiden iple çekiyorum. Bu arada belirtmeden geçemeyeceğim, evet saydığım onca yemeği eşim ve ben bir de 5 yaşındaki oğlumuz (ki o da ne yediyse) silip süpürdü! Ve böyle bi ziyafetin sonunda 50tl kadar cüzi bir hesap ödedik. Ağzı sulananlar için yerleri Sofular Mahallesi Ragıp Bey Sokak'da..

Demişken, blog'um tüm izleyenlerime (yani gelecekteki :)) ve bana hayırlı olsun diliyorum :)

Yakında, merak edenler için yeni aldığımız Jane Sonic marka puset görüşlerim ve başka faydalı ve değişik bulacağınızı umduğum konularla burada olacağım. Hoşça kalın! :)
 
Blog Template by Delicious Design Studio